Scoulfly
Uzman Üye
- Katılım
- 20 Aralık 2020
- Mesajlar
- 193
- Tepkime puanı
- 665
- İlgi Alanlarınız
- Grafik Tasarım
- Cinsiyet
-
- Erkek
Türk-Hunların Kuzey Çin’de kurdukları bir diğer idare de Kuzey Liang Devleti diye isimlendirilmekte olup, bu adı onlar bulundukları coğrafyadan almaktadırlar. Burası Shen-si’nin kuzey-batısında, yani bugünkü Kansu’da, daha doğrusu Türkistan’ın doğusu ile Sarı Nehrin (Hoang-ho) batısı arasındaki topraklardır.
Büyük Hun Devleti gücünü yitirdikten sonra, bölgedeki Türkler bir müddet dağınık vaziyette yaşarken, bazan da çevreye kim hâkim ise onların yönetimi altına girmişler idi. Bunlardan birisi olan ve Shen-si’nin batısında yer alan Güney Liang hükümdarlığının içinde epey sayıda eski Hun bakiyesi kabileler yaşıyordu ve bunların arasında da Çin kaynaklarında ismi Türk Bengü (veya Böngü/Chü-ch’ü Meng-hsün) diye anılan bir bey ile aşireti mevcuttu.
Kuzey Liang Hunlarının bir kısmı herhalde Yüe-banlarla (Ak Hunlar) birleştiler. Üst üste hem Juan-juanlar hem de Tabgaçlardan (To-pa) darbeler yiyen bu Türklerin bir bölümü Altaylara sığınacaklar ve bir müddet sonra tarihin en muhteşem Türk hanedanlarından birisi olan Kök Türk Kaganlığını kuracaklardı.
Hunlar tarihten çekilmelerine rağmen adları asla unutulmadı. Onüç, hatta ondördüncü asra değin Türk kavimleri ve Türkler için müverrihler zaman zaman Hun tabirini kullanmayı sürdürdüler. Bilhassa Çinli tarihçiler daha sonraları ortaya çıkan bütün Türk sülalelerini doğru bir biçimde Hunların devamı olarak gördüler. Yukarıda kısaca değinmeğe çalıştığımız oluşumların peşinden de Kök Türk Börülüler (A-shih-na/Aşina) ailesi Türk birliğini sağlamıştır.
Büyük Hun Devletinin yerini almaya çalışan bir başka hanedan da Ak Hun-Avarlardır. Bilindiği gibi Türk tarihinin bir parçasını meydana getiren, Bizanslıların Ak Hunlar dediği söz konusu bu halkın menşei konusunda çeşitli görüşler vardır ve bu mesele henüz çözüme kavuşturulmuş da sayılmaz. Bir kısım araştırmacılar onları Yüeh-chilere, bir bölümü de İranlılara bağlayacak kadar ileri gitmektedir.
Bu sebepten Türk tarihi incelenirken Kök Türklerin çağdaşı olan Ak Hun-Avarlar üzerinde de durulması gerekir. Kök Türk Kitabelerinde Apar, Bizans kaynaklarında Ak Hun veya Ephthalanos, Çinlilerin Ye-ta, Hua, Hintlilerin Huna, Arapların Haytal vs. dedikleri halkın adını bazı araştırmacılar “abamak” fiilinden getirirler ve manasının “karşı koymak, baş kaldırmak” olduğunu belirtirler ki, kelimenin anlamı bize göre Apa unvanıyla izah edilebilir. Ak Hun ismi de Türklerdeki yön tayinine binaen batıdaki Hun boyları için söylenmekteydi.
Büyük Hun Devletinin parçalanmasıyla ortaya çıkan idarelerin en dikkate değerlerinden Ak Hunların teşekkül devresi daha önceden de belirttiğimiz üzere çok eskilere gitmekle beraber, ciddi manada bir güç olmaları 5. ve 6. asırlardır. Onlar ilk defa tarihi Türk iklim kuşağının, yani 32-56 derece kuzey enlemlerinin dışına çıkmışlar ve Türklerce pek hoşlanılmayan sıcak bir coğrafyada da yaşamışlardır. Bulundukları bölge itibarıyla münasebet kurdukları devletlerin başında İran’da Sasaniler, Hindistan’da Guptalar gelmekteydi. Zaten bunlardan biri olan Sasanilerle, Kök Türk Kaganlığının işbirliği sonucunda yıkıldıklarını da biliyoruz.
Talihsiz Ak Hunların bir bölümü, daha önceki yıllardan başlamak üzere, bu felaketin tesiriyle de Hazar’ın güneyi ve kuzeyinden Kafkasya’ya doğru aktılar ve yeni siyasi teşekküller etrafında biraraya geldiler ki, bunlardan birisi de; Avrupa’da kökleşen Avarlardır.
KONUNUN DEVAMI İÇİN OKUNMASI GEREKEN KAYNAK
Prof.Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, 3. Baskı, Ankara 2014
Prof.Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, Türk-Hun Tarihi, 2. Baskı, Ankara 2018
Büyük Hun Devleti gücünü yitirdikten sonra, bölgedeki Türkler bir müddet dağınık vaziyette yaşarken, bazan da çevreye kim hâkim ise onların yönetimi altına girmişler idi. Bunlardan birisi olan ve Shen-si’nin batısında yer alan Güney Liang hükümdarlığının içinde epey sayıda eski Hun bakiyesi kabileler yaşıyordu ve bunların arasında da Çin kaynaklarında ismi Türk Bengü (veya Böngü/Chü-ch’ü Meng-hsün) diye anılan bir bey ile aşireti mevcuttu.
Kuzey Liang Hunlarının bir kısmı herhalde Yüe-banlarla (Ak Hunlar) birleştiler. Üst üste hem Juan-juanlar hem de Tabgaçlardan (To-pa) darbeler yiyen bu Türklerin bir bölümü Altaylara sığınacaklar ve bir müddet sonra tarihin en muhteşem Türk hanedanlarından birisi olan Kök Türk Kaganlığını kuracaklardı.
Hunlar tarihten çekilmelerine rağmen adları asla unutulmadı. Onüç, hatta ondördüncü asra değin Türk kavimleri ve Türkler için müverrihler zaman zaman Hun tabirini kullanmayı sürdürdüler. Bilhassa Çinli tarihçiler daha sonraları ortaya çıkan bütün Türk sülalelerini doğru bir biçimde Hunların devamı olarak gördüler. Yukarıda kısaca değinmeğe çalıştığımız oluşumların peşinden de Kök Türk Börülüler (A-shih-na/Aşina) ailesi Türk birliğini sağlamıştır.
Büyük Hun Devletinin yerini almaya çalışan bir başka hanedan da Ak Hun-Avarlardır. Bilindiği gibi Türk tarihinin bir parçasını meydana getiren, Bizanslıların Ak Hunlar dediği söz konusu bu halkın menşei konusunda çeşitli görüşler vardır ve bu mesele henüz çözüme kavuşturulmuş da sayılmaz. Bir kısım araştırmacılar onları Yüeh-chilere, bir bölümü de İranlılara bağlayacak kadar ileri gitmektedir.
Bu sebepten Türk tarihi incelenirken Kök Türklerin çağdaşı olan Ak Hun-Avarlar üzerinde de durulması gerekir. Kök Türk Kitabelerinde Apar, Bizans kaynaklarında Ak Hun veya Ephthalanos, Çinlilerin Ye-ta, Hua, Hintlilerin Huna, Arapların Haytal vs. dedikleri halkın adını bazı araştırmacılar “abamak” fiilinden getirirler ve manasının “karşı koymak, baş kaldırmak” olduğunu belirtirler ki, kelimenin anlamı bize göre Apa unvanıyla izah edilebilir. Ak Hun ismi de Türklerdeki yön tayinine binaen batıdaki Hun boyları için söylenmekteydi.
Büyük Hun Devletinin parçalanmasıyla ortaya çıkan idarelerin en dikkate değerlerinden Ak Hunların teşekkül devresi daha önceden de belirttiğimiz üzere çok eskilere gitmekle beraber, ciddi manada bir güç olmaları 5. ve 6. asırlardır. Onlar ilk defa tarihi Türk iklim kuşağının, yani 32-56 derece kuzey enlemlerinin dışına çıkmışlar ve Türklerce pek hoşlanılmayan sıcak bir coğrafyada da yaşamışlardır. Bulundukları bölge itibarıyla münasebet kurdukları devletlerin başında İran’da Sasaniler, Hindistan’da Guptalar gelmekteydi. Zaten bunlardan biri olan Sasanilerle, Kök Türk Kaganlığının işbirliği sonucunda yıkıldıklarını da biliyoruz.
Talihsiz Ak Hunların bir bölümü, daha önceki yıllardan başlamak üzere, bu felaketin tesiriyle de Hazar’ın güneyi ve kuzeyinden Kafkasya’ya doğru aktılar ve yeni siyasi teşekküller etrafında biraraya geldiler ki, bunlardan birisi de; Avrupa’da kökleşen Avarlardır.
KONUNUN DEVAMI İÇİN OKUNMASI GEREKEN KAYNAK
Prof.Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, 3. Baskı, Ankara 2014
Prof.Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, Türk-Hun Tarihi, 2. Baskı, Ankara 2018